Kalpazankaya restaurant, Burgazada’nın güneybatısında yeralan Kalpazankaya burnunun hemen sırtlarında yeralmaktadır. İskeleden sonra yaklaşık 3 kilometrelik harika bir yürüyüşle ya da ondan daha da güzel bir fayton sefasıyla (20 ytl) ulaşabilirsiniz. Burgazada, Heybeli ya da Büyükada gibi değil, daha nüfus yapısı pek değişmemiş. Halen yıllar öncesinin izlerini taşıyor. Yaşlı nüfusun giyimi, konuşma şekli hiç değişmemiş. Zaten pekte genç nüfüs yok.
Adanın yaklaşık %20 lik bölümünde yerleşim var ve yerleşim tamamen iskele çevresinde yoğunlaşmış. Kalpazankaya ise bu yerleşime tam zıt istikamette bulunmakta. Yani sessiz ve dingin tam çam ormanları içinde bir bölgede. Tam altında bölgeye ismini veren kalpazankaya ve plajı bulunmakta. İstenirse buraya tekne ile yanaşmak için mini bir iskele de var. Restaurantta oturduğunuzda tam karşınıza 1960 ihtilali ile o hüzünlü 3 idam kararının alındığı Yassıada gelmekte.
Restaurant’a girer girmez o salaş masa ve sandalyelerin üzerinde, cumartesi için zeytinyağlı dolma sarmakta olan iki hanımefediye kolay gelsin dileklerinde bulunup, manzaralı bir masaya yerleşiyoruz. Zaten manzarası olamayan bir masa yok gibi ama. Oturur oturmaz etrafınızı serçeler çeviriyor. Masaya hemen konan su ve ekmek ardından, daha siparişlerimizi bile veremeden serçelerin beslenme saatine geçiyoruz. Belli ki hepsi insana çok alışık. Bir süre sonra serçeler masa üzerine müdahil olmaya başlıyorlar ve biraz daha ileri giderek avcunuzdan ekmekleri toparlıyorlar.
Batur oturur oturmaz abi, abi diyerek servis görevlisini çağırıyor ve siparişini söylüyor; “Bana tandır lütfen”. Fakat acı gerçekle karşılaşıyor, tandır hafta sonları oluyormuş. Genelde siparişler köfte ve istarvit tava üzerinde yoğunlaşıyor. Güzel çoban salatalar ve yoğurtlu çıtır çıtır semiz otları yemek öncesi mideye indiriliyor.
Köfteler gerçekten çok leziz, iri, son derece pişkin ve içi sulu. Patatesler ise kuru ve fazlasıyla yağı çekmiş.
İstarvit ise taptaze iyi kızartılmış ve güzel bir sunuşla hazırlanmış.
Hepsinin üzerine ise son derece lezzetli sufleler geliyor.
Belki haftaiçi olmasından kaynaklı, servis görevlileri pek bir ilgisizler. Ben yemek üzerine çay yaptırmayı beceremiyorum. Halbuki içeride çalışanlar demli çaylarını içmekteler. Meğer sadece çalışanlar için çay yapmışlar ve bitmiş. Fakat olaya Selda el koyunca çay demlenmesini sağlıyor.
Tuvaletler bu salaş mekan ile çok ilgisiz olarak tertemiz.
Sekiz kişi yaklaşık 190 ytl hesap ödüyoruz (23 ytl/kişi).
Selim Levi için bir cevap yazın Cevabı iptal et