San Sebastian’da Pintxos





İkinci İspanya seyahatimizi Madrid’ten kuzeye San Sebastian’a kadar çıkıp, sonrasında Barcelona’ya doğru planlamıştık. Nedense San Sebastian konusunda okuduklarımız bizde küçük sevimli otantik bir kasaba hissi oluşturmuştu. Fakat San Sebastian, Cote D’azur havasında bir bölge imiş. Uzunca bir sahil şeridi, devasa binalar vs.

Fakat kesinlikle çok doğru bir saptama var ki, San Sebastian tam bir gurme şehri. Endülüs bölgesinde Tapas denen küçük atıştırmalıklara (meze), Bask ve Katalan bölgesinde Pintxos diyorlar. San Sebastian’da bir bölge var ki, her sokak her dükkan bu Pintxos restaurantlarından oluşuyor. Bu sokaklar ise gayet kalabalık, hemen hepsi dolu.

İspanyol’lar akşam oldumu bu Pintxos barlarına akın ediyorlar. Ama asla bir bara girip, yiyip içip geceyi tek barda bitirmiyorlar. Mutlaka gece boyunca bir kaç bar geziliyor, yeniliyor ve içiliyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde muhabettler derinleşmiş, karınlar doymuş ve hafif çakır-keyf olunmuş vaziyette evlere dağılınıyor.

Biz de bu ritüeli bozmamak adına öğünümüzü ikiye bölmeye karar verdik.
İlk olarak ‘Fermin Calbeton’ yolu üzerinde rastgele girdiğimiz ‘Bar Txalupa‘ ile başlıyoruz.

O kadar çok çeşitli pintxos var ki, iyi ki Selda hazırlıklı gelmiş. Listeye bakıp tabaklarımızı alıyoruz.

Morina, işkembe, yılan balığı yavrusu, sardalya ve şaşırtıcı bir şekilde İspanya’da çok kullanılan ‘Hamsi’.

Kızartılmış bu biberler tuzlanarak servis ediliyor ve yerli halk şarabın yanında bu mezeyi çok tüketiyor. Güzelde oluyor.

Tatlı niyetine de, kızarmış ekmek üzerine tuzsuz keçi peyniri ve domates marmelatı… Nefis (Tabii sevmeyeni de vardı). Ya da kayısı marmelatı versionu da vardı.

İkinci durağımız Ganbara…
Bu bar ise mutlak ziyaret listemizde idi. Hınca hınç dolu bir bar. Kapı önünde bile yer yoktu.

Bir süre bekledikten sonra bar önünde kendimize bir yer bulduk.

Birazdan bu mantarlar sote olmaya gidecek…

Buranın spesyali mantar.

Diğer bir özel pintxos ise ahtapot. Nefis bir zeytinyağı ile piyazvari bir şekilde servis ediliyor. Mutlaka deneyin.

Haşlanıp zeytinyağı içinde servis edilen balık yumurtası.

Şu domateslerin güzelliğine bakın…

Eğer kuzey İspanya’yı geziyorsanız; hemen Fransa sınırındaki, yaşayanların Türk denince akıllarına Nihat Kahveci’nin geldiği bu sahil kentini atlamamanızı öneririm.


Yayımlandı

kategorisi

, ,

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir