Halit ve Ben ilkokula giderken (1970 – 75) Annem Kadıköy Rıhtım İş Bankasında çalışırdı. Bizi bankaya her götürdüğünde, öğlen tatiline kadar senetleri fihristlere yerleştirirdik. Ardından Annem de bu yardım karşılığında, öğlen tatilinde bizi Baylan pastanesine götürürdü. Cup Griye o zamanlardan aklımda kalan bir lezzettir.
Bugün de Fehmi lokantasından çıkışta yemek üzeri tatlı diye bakınırken, Baylan’ı görünce düşünmeden girdik. Hemen kapı girişindeki kasada oturmakta olan Bay Harry kibar bir şekilde gülümseyerek içeri davet etti. Sanırım O 1970’li yıllarda geldiğimizde de bu kasadaydı. Hiç bir dekorasyon değişikliği farketmedim. Her şey olduğu gibiydi. Burası 1960’lardan kalan bir Fransız Cafe’sini anımsatıyor. Sanki bir film dekoru. Kapalı bölümü geçer geçmez arka bahçeye çıkılıyor. Geldiğim anda bu vaha gibi bahçeyi de anımsadım. Hatıralarım gözümün önünden geçti. Özellikle sıcak ve kalabalık bir Kadıköy çarşısından sonra burası sakin ve serin bir vaha gibi.
Oturur oturmaz ben hiç düşünmeden Cup Griye dedim, Batur ise Rokoko istedi. Cup tam aklımdaki gibiydi. Yani hiç bir değişikliğe uğramamıştı. İçindeki bal bademi, dondurması, fıstık ve kreması hepsi özeldi. Şimdiki yeni moda pastanelerdeki dondurma kupları gibi, “dondurmaları doldur, aralara hazır plastik şişelerden sakız kıvamlı çilek ve çikolata soslarını boca et” bir cup değildi.
Rokoko ise geleneksel ve yıllar öncesinin o eşsiz lezzetini taşımakta idi. Arka bahçede hem yorgunluğumuzu attık, hem de lezzetli bir nostalji yaptık. Kapıdan çıkarken Bay Harry memnuniyetimizi sorup, Batur’a da o lezzeti çikolatalarından bir tane ikram etti. Ve biz bu kurumun yıllara ve dev pastane ağlarına nasıl dayanabildiğini anladık. Sanki misafirliğe geldiğimiz bir evden yolcu ediliyor hissine kapıldık.
12.2.2010 Edit: Maalesef ki Bay Harry de varisi olmaması sebebiyle bu güzelim tarihi pastaneyi “Kahve Dünyası”na devretmiş. Şimdilik bir değişiklik görünmüyor, fakat gözlerimiz kasada Bay Harry yi arıyor. Bebek’e de şube açacaklarmış. Umarım buranın dokusu hiç bozulmaz. Ben bu köhne sandalyelerini, yaşlı garsonlarını ve değişmeyen lezzetini seviyorum.
Bir cevap yazın