Assos’a 3 km uzaklıkta, şahane Kadırga Koyunda bulunan Kadırga – Yıldız Saray Oteli 4 günlük 30 Ağustos tatili için kucağını açmış bizleri belkiyor sanıyorduk. Öyle gazeteden dergiden görülüp beğenilmiş bir Otel de değildi ayrıca. Bizzat denenmiş, sınanmış ve geçer not almıştı. Amma, sınavdan geçtiği tarih ile ziyaret edildiği tarih farklı idi ve küresel ısınma sebebi ile hala ”high” sezonunu yaşayan bölge, Metropollere görece yakınlığı nedeni ile 4 günlük tatilde çok rağbet görmüştü. Gördüğü rağbetten pek de hoşnut olmamışa benzeyen, her daim asık yüzlü patronuna, odalarda akmayan sularına, masalara bakmayan garsonlarına rağmen, Otel ağzına kadar dolu idi.
Umulanın üzerinde müşteri ile karşılaştıkları anlaşılan Otel yetkilileri ortaya çıkan karmaşadan pek de etkilenmişe benzemiyor, örneğin bozulan çay makinesinin onartılması yerine 80 yatağı dolu dolu olan Otel müşterilerine kahvaltıdaki çay servisi iki demlikli bir çay ocağı ile karşılanmaya çalışılıyor, ama bu arada da bozuk olan çay makinası servisten kaldırılmadığı gibi herzamanki yerinde , ama kaynatamadığı çayları ikrama devam ediyordu. Keza Akşam yemeklerinde açık büfe olan ve ortalamanın kat be kat üzerinde lezzete sahip zeytinyağlıların bittiği ancak bir müşterinin uyarısı ile farkediliyor (her akşam böyle oldu) yenisinin gelmesi ise epey zaman alıyordu. Evet, aşçının hakkını teslim etmek gerekiyor, zeytinyağlılar gerçekten çok lezzetli idi.
Akşam yemeklerinde sıcakların ve içeceklerin siparişleri ancak yemek ortasına doğru alınabiliyor, garson kıtlığına çare olarak çalıştırılan küçük Sinan ve Hasan ise (büyüğü 14 yaşında) , yaşıtlarının yiyip içip eğlendiği masalara bardak tabak servisi yapıp, boşları topluyordu.
Doğanın cömert davrandığı yurt köşelerinden Kadırga Koyu, bölge standardı gereği cam gibi berrak, sabahları diş donduran öğlenleri ise eller büzüşene kadar çıkılamayan, çıktıkça insanın yeniden giresi gelen bir denize, ve denizin kıyıya attığı birbirinden değişik şekillere sahip renkli taşlarla sahip. Hiç bu kadar güzel renk ve biçimde taş görmediğimizi, taş meraklısı arkadaşların da teyidi vardır, belirtmek isterim.
Velhasıl-ı kelam, Kadırga Yıldız Saray Oteli bizi hayalkırıklığına uğrattı, hele ki, Otelin arkasına yaptırılan yüzme havuzu ve hemen yanına kondurulması düşünülen ve de inşaatı halen sürmekte olan ek odalar, sauna, masaj (yakında spa da olur) ve bar bölümleri ile, küçük otel olmaktan çıkıp, Güney sahillerinde bolca rastlanan ve yıllardır tam da bu nedenden gidilmeyen tatil köyü olmak yolunda hızla ilerlemektedir.
Vee, o canım zeytin ağaçları altında gün batar, ay çıkarken yenen akşam yemeklerine, kuşlar öterken edilen sabah kahvaltılarına, tazecik balıklara, yine belirtmeden geçemiyeceğim, leziz yemeklerine, buzz gibi denizine, kıyıda yetişen kum zambaklarına, özellikle Yıldız Saray oteli’ne ve ne yazık ki hızla sakin ,sessiz olmaktan çıkan, büyük bir açgözlülük ile çıkartılmaya çalışışılan Kadırga Koyun’a veda ettik. Bir daha görüşür müyüz, bilmiyorum.
Doğanın verdiklerine doyamadık, doğadan alınanlara ise dayanamadık.
7.Temmuz.2012 Edit: Bu sitede çok az kötü yorum vardır. Genellikle bizi çok üzen durumlarda kötü yorumlu yazı yayımlarız. Ama bu yazıların tek amacı o tesisin düzeltilmesi isteğidir. Ve genellikle de bir süre sonra aynı tesisi bir kez daha ziyaret ederiz. Evet 7 Temmuz 2012 de Yıldız Saray’a bir kez daha geldik ve yukarıda yazdığımız yazıyı tamamen değiştirecek bir durum söz konusu idi. Çocuklar işin başına geçmiş, hepsi güler yüzlü ve etrafınızda pervane gibi çalışanlar. Yemekler nefis, deniz olağan üstü. Odalar kısmen yenilenmiş. Bu kez çok memnun ayrıldık. Kesinlikle 2. kuşak bu işi daha kotarmış görünüyor. Teşekkürler Yıldız Saray.
Ahmet
MUHİTDİN KAYHAN için bir cevap yazın Cevabı iptal et