Batur’un PSP’sine yeni oyunlar almak Kadıköy’e indiğimizde, aç karnına Yazıcıoğlu’na girmek olmaz diye önce yemek faslına giriştik. Yaklaşık 90 yıldır Kadıköy’de işletilmekte olan ve en son 1990’lı yıllarda gittiğim Fehmi lokantasına gitmek en kolayı olarak gözüktü. Zaten Batur acıktım diye sızlanırken, başka alternatif arayamadık.
Fehmi’nin kapısına geldiğimizde pek tanıyamadım, zira yılların Fehmi’si girişini değiştirmiş ve isminin başına kocaman Yanyalı yazmışlar (Bende hem yazı karakteri olarak, hemde ses uyumu olarak “Konyalı” çağrışımı yaptı). Eskiden camında asılı olan Fehmi Lokantası yazısını sol tarafa almışlar. Yan dükkanı da alıp orayıda Fehmi’nin tatlı bölümü yapmışlar.
İçeri girdiğimizde yemeğini seçerken, Batur “Ufff hepsi de çok güzel görünüyor…” deyince sulu yemeklere imrenen çocuk sayısı çok fazla olmadığından, garson bile şaşırdı ve yemeğini direkt seçti “Ben kuru fasulye ve pilav istiyorum” dedi. Ben arpacık soğan yahnisi hayaliyle gelmiştim ama kalmayınca kuzu – kuskus sipariş ettim. Selda oturduktan sonra hünkar beğendi sipariş etti(eser miktarda etle servis edildi). Hepimiz de çorba sipariş ettik. Brokoli, ıspanak ve mercimek çorbaları sipariş ettik. Çorbalar (Brokoli çorbasının, Fehmi’de yenesi olmadığı ve yılların mercimek çorbasının da un çorbası tadında olduğu hatırlatmasıyla) ve kuru fasulye hariç diğer yemekler güzeldi. Kuru fasulye ise iyi pişmemişti. Sıcak yemeklerde sağlıklı fındık yağı kullanıldığını gururla söylüyorlar, fakat sanırım ki yemeklerdeki genel lezzet farklılığı fındık yağından kaynaklanıyor.
Toplamda 60 ytl civarında bir hesap geldi ki, bir esnaf lokantası için yüksek sayılabilecek bir hesaptı.
Can için bir cevap yazın Cevabı iptal et